3 Mart 2015 Salı
Çocuğa Sınır Koyma
Bu evde patron kim? ipler bir ebeveynde bir çocukta mı? anne-çocuk ilişkisi mi? iki iyi arkadaş olmak mı? ( anne ve baba ile arkadaş olma konusu bir diğer postta)3 yaş yaklaşırken kafamda soru baloncukları gitgide çoğalıyor. 3 yaşa 3 ay kala iyice çocuk oldu fikirleri, tarzı, sevdikleri, sevmedikleri bunların ayrımını iyice yapıyor. Haliyle çatışmalar en yoğun olarak bu dönemde başladı diyebilirim. Patron lafını kullandığıma bakmayın hiç sevmediğim bir kelime aslında evin patronu olmasın mümkünse :) En çok dikkat etmeye çalıştığım şey bir kere izin vermeyip başka bir zaman aynı şeye izin vermek veya tam tersi işte. Eğer migren atağı geçiriyorsam en çok bu dönemlerde zorlanıyorum tahammül sınırım azalıyor bazen tamam öyle olsun diyebiliyorum ve bu durumdan oldukça rahatsızım. (migreni çeken bilir) Mükemmel anne-baba var mı yok her zaman diyorum çocuğu için en iyisini isteyen bunun için çabalayan anne-baba var bazen bu yolda da hata yapmıyor muyuz? yapıyoruz.
Bizde sınırları belirleyen anneydi yoğun çalışan ve eve yorgun gelen bir baba ve 4 çocuk kafası da epey dalgın olurdu bir sorduğuma bazen tepki verir bazen ok derdi ona karşı nerede duracağımı veya neye tepki verip neye vermeyeceğini kestiremezdim. Bana göre tutarlılık bu yüzden önemli hani büyüklerimiz derdi ya bizim zamanımızda ana-baba korkusu vardı benim çocuğum benden korkmasın neye izin verip neye vermeyeceğimi bilsin bir şey isterken veya sorarken acaba bu sefer ne diyecek demesin. Ben korkarak büyüdüm bu yüzden bir derdimi gidip paylaşmak yardım istemek yerine ya kendi başıma çözmeye çalışırdım yada annemle paylaşırdım. Doğal olanı birlikte halletmek, çözmek var ama değil mi? Yada babam bir şeye izin vermeyince ama anne daha önce tamam dedi diye sızlanırdım hadi bu sefer anne-baba münakaşası başlardı. Kendim için değil onun için iyi bir birey olmasını istiyorum nerede duracağını ve ne yapacağını bilen kendine güveni olan bir birey olsun umarım başarırız.Sınırlar ilişkileri belirler bu yüzden sınır koyma konusunda olabildiğince başarılı olmak istiyorum.
Bizde ise durum şöyle oluyor bir konuya ben hayır diyorum ve açıklamasını yapıyorum itirazlar başlıyor ve seçenek sunuyorum bu seçeneklerin dışına çıkmamam gerek ama çocuk hiç bir seçeneğe bir türlü gelmiyor bazen ses yükseliyor işin içinden çıkamayacağımı düşünüyorum. Yada ama anne öyle olmaz ki diye başlayan öyle güzel itirazlar geliyor ki eriyip bitiyorsun çünkü bu durum yeni yeni oluyor o konuşmalar falan mest oluyorsun ama yumuşamamak lazım.Yada o an istediği şeyin yapılmaması gerek veya o gün limit dolmuş fakat çok güzel bir çözüm buluyor olaya diyorum çocuk şuan haklı doğal olarak o an kafam karışıyor dur bir dakika diyorum:) tabi söylediğinin doğru olduğunu ama bu dediğini bir sonraki sefer şartlar uygun olursa yapabileceğimizi söylüyorum direnme devam ediyor bu sırada. Yiğit bu aralar ne kadar ileri gidebileceğini ve daha fazla ileri gittiğinde neler olacağını merak etme aşamasında ve beni zorladığı zaman devreler yanmıyor mu? yanıyor. Hiç bir zaman ödül ve ceza yöntemini sevmedim.
Bu yüzden kaynak aramaya başladım ve 2-3 gündür 5 dk. lık zaman bulduğumda bile okumaya çalıştığım bir kitap olan 'çocuğunuza sınır koyma' isimli kitabı aldım. Bazı örneklerde işte Yiğit işte ben dediğim ve durum karşısında nasıl bir yol izleyeceğimi bulduğum bütün yaklaşım çeşitlerinin şemalar ile desteklendiği bir kitap.
"Artık nasihat ve azarlamaları, tehdit, ceza ve ikna yöntemlerini bırakabilirsiniz. Çatışma ve güç savaşlarına da girmeyeceksiniz. Kesin sınırlar koyup davranışlarınızla nasıl destekleyebileceğinizi öğrendiğinizde, çocuklarınız verdiğiniz mesajı hemen alacaklardır.Sınır koymak ceza vermenin veya aşırı hoşgörülü davranmanın yerini tutacak" diyor kitabın yazarı. Uzun lafın kısası sözlerimiz davranışlarımızla desteklenirse, çocuklar, kurallar ve beklentiler hakkında net mesajlar alırlarMIŞ... Tabi ne kadar davranış ve sözle desteklesek bile her defasında tutarlı olmak gerekli.
0 yorum