19 Ocak 2014 Pazar
Olabildiğim Kadarıyla Ben Olmak
Geçen hafta nasıl bunaldıysam bir hafta öncesinden bir arkadaşımla sözleştim saat 18:00 civarı yemeğe çıkıp saat 22:00 civarı eve dönmeyi planlıyordum. Arkadaşımın işi çıkınca iptal oldu o gün başka bir arkadaşım Ahu (müzisyen anne) eşiyle birlikte dışarı çıkacakmış ne yapsam ne yapsam derken eşim verdi gazı bi cesaret Yiğit'i uyuttuktan sonra attım kendimi Taksim'e. Hitt Pera'da arkadaşımız Esin Övet'in programı vardı süpriz yaptık :) Sadece fotoğraf çekilirken eller havaya hobaa olduk onun dışında işten güçten konuştuk. Ahu'nun yeni kurduğu Moms Night Out Tr grubunun kutlamasını ve deneme sürüşünü de yapmış olduk. Aklım tabiki evde uyandı mı? beni aradı mı? Neyseki korktuğum başıma gelmemiş. Gerçi uyanıp beni tuttursa ben 10 dk içinde evdeyim mekana yakın olduğu için. Taksiciyle konuşup konuşmadığımdan emin değilim kulaklarım duymuyor 3 gün boyunca çınladılar sabah kahvaltısında yediğim mısır gevreği beynimi oydu sanki. Eskiden olsa kulaklar alışkın olacak böyle çınlamayacaktı hem ortama uyum sağlar azıcık dansta ederdim.
Rahmi Koç müzesine gittiğimizde de Dijital Atölye sahibesi Serpil hadi gel bir iki portreni çekelim dediğinde sevindirik oldum resmen 2 sene sonra ilk kez tek başıma ön kamera olmadan yüksek çözünürlüklü hemide işlenmiş fotoğrafım olacak dedim ;) Allahı var süper çekmiş ama benim yüzümde göz kapaklarımdaki şişliği fark ediyorum eskiden olsa onlar olmazdı :) Anlayacağınız o eski İlknur hiç bir zaman olamayacakmışım gibi geliyor. Uyku tabiki düzene girecek yüzüm gözüm düzelecek ama ben veya Yiğit bir yere gidince benim aklım hep mi bu çocukta kalacak korkuyorum ciddi anlamda. Eşim ayda bir kez gece dışarı çık en az iki kez de yemeğe dedi ay ben kafayı yerim bünyem kaldırmaz yorulurum bak kulaklarım çın çın hem aklım çocukta kalıyor bla bla bla dedim. Bulmuşum bakan adam nankörlük mü ediyorum yoksa olması gereken gibi mi davranıyorum başka anneler dışarı çıkınca aklı bebesin de kalıyor mu? Yoksa benim gibi önce vicdan azabı çekip bir ara unutup sonra zınk diye aklına mı düşüyor ? Son zamanlarda yaşadığımız iştah sıkıntısı yüzünden beynim çürüdü ne yedirsem ne pişirsem demekten. Aklımı az da olsa dağıtmam gerek diyorum arada bir çocukla uzak kalmak iyi gelsede o vicdan azabından kendimi kurtaramıyorum. Ertesi gün kendimi dünyanın en iyi annesi hissediyorum gayet sakin çocuğa sinirlenmeyen falan bir tip oluyorum gece onu annesiz bıraktım ya. Ama anneli bebeli grup toplantıları var onlara sık sık gidiyorum cücüde sosyalleşiyor diye kendimi avutuyorum :) Elimden geldiğince İlknur olduğumu Ferhan'ın eşi olduğumu çevremdekilerin arkadaşı olduğumu hatırlamak istiyorum sonuçta sadece Yiğit Çınar'ın annesi değilim evet o çok küçük bir süre daha sadece onun annesi gibi davranacağımı diğer sıfatlarımı unutacağımı biliyorum en azından arada diğerlerini hatırlamak lazım :) Bu konuda en büyük destekçim önce eşim sonrada annem iyi ki varlar arada Yiğit'e bakıyorlar bazen gece bazen gündüz dışarı çıkabiliyorum gerçi onda da yine muhabbet çocuk üzerine oluyor ama en azından paçamdan kalk diye çekeleyip lafımı bölen olmuyor en fazla 3 saat sonra eve koşar adımlarla asansör daha hızı çıksa ya diye eve dönüyorum özlüyorum ne yapayım :) He çıkmayınca ne oluyor hiç bir şey arada bir o buhran anları kendimi şimdi bir dışarı atsam sadece yürüsem de olur dediğim zamanlar cücemle göz göze gelince kayboluyor yada gidip o boynundaki kokuyu içime çekiyorum en doğal sakinleştirici :) Sanırım annelik her durumdan bir mutluluk çıkarma,şükretme, her koşulu kendi,çocuğu ve eşi için eğlenceli daha yaşanabilir hale getirmekmiş.Ne diyelim Allah başka dert vermesin.
Blogun olduğunu bilmiyordum, takipteyim :)
YanıtlaSil