Ben anlamıyorum mutsuzluktan mı besleniyor bu insanlar görmek istedikleri ne kendi adıma konuşayım dört dörtlük bir hayatım var portresi çizmek değil amacım görsele önem veriyorum sadece. Çocuğun oyun oynarken fotoğrafını çekeceksem arka plandaki dağınıklığı şöyle bir sağa sola itekliyorum. Bir keresinde krem sanıp almış eline şampuanı ben ev süpürürken soyunmuş bir güzel kendini sıvamış bununla da yetinmeyip aktivite masasına üzerindeki oyuncaklarını hepsini bulamış o anın fotoğrafını çekmek aklımın ucundan geçmedi zira cinnet geçirmekle meşguldüm. Yok yani her zaman sakin sakin oynamıyor çocuğum bu tarz anlarda fotoğraf çekmek aklıma gelmiyor. He buradan çıkan sonuç bu kadının çocuuu pek uslu yada bu kadında çocuunu hep uslu gösteriyor aman canım. Hiç mi ağlamıyor bu çocuk evet ağlıyor ama o anda onu sakinleştirmek için uğraşıyorum yada ona bağırmamak için ikimizde sakinleşene kadar yanından 5 dakika kadar uzaklaşıyorum. Bak ama üzeri ağzı yüzü lekeli fotoğraflar oluyor hakkımı yeme :) Üstesinden gelemediğim destek beklediğim zamanlar oluyor siz bu durumlarda çocuğunuza nasıl yaklaşıyorsunuz diye soruyorum yada geçmeyen öksürük var hadi anne karışımlarınızı benimlede paylaşıverin diyorum. Bazı pazarlar özene bezene hazırladığım kahvaltılar yerini elime ne geçerse bulduğum tabağa koyduğum bir masaya bırakıyor. Pazar günü kahvaltı fotoğrafı koymamışsam bilin ki özenesim gelmemiş. Ay bu da like peşinde diyenler olacaktır valla ondan değil dedim ya tamamen göz zevki. Kendime hazırladığım sunumların bir çoğu kendim için yeri geliyor bütün gün evde çocukla sıkılıyorum kafamı dağıtmak için bir kısmı da blogta yer vereceğim tarifler için. Mesela hep gündüz fotoğrafı koyarım karanlıkta veya flaşla çekilen fotoğraflar sevmiyorum bana göre herkesin tercihleri, bir şeyler paylaşırken çizdikleri profilleri var. Kimi asansörde fotoğraf çekip koymayı sever, kimi parkta kimi mutfakta, kimi arabada eğer takip ediyorsam o kişiyi seviyorum demektir nerede koyduğu nasıl koyduğu pek önemli değildir. Bak mesela uyuz ola ola her haltı eleştire eleştire takip edenleri de anlamam takip etme o zaman arkadaşım derim hatta. Ateşli çocuğunun fotoğrafını koyup akıl danışan anneler, fotoğraftaki yakınını kaybetmiş insanların fotoğraflarını ben like'lamıyorum açıkçası altına üzüntümü belirten bir yorum yazıyorum en fazla. Diyorum ya mutsuz, üzücü bir olayda bile ben oturup üzülürken like etmek aklıma gelmiyor bırak bu insan hep mi mutlu yeaaa diyeceğim.
Düşünsenize ya sürekli dağınık ev,kirli tabak dolu mutfak, kavga eden karı-koca yada az önce kocamla kavga ettim çünkü diye bir fotoğraf paylaştığımı en fazla 1 saat sonra sonuca ulaşınca o fotoğrafı yusuf yusuf kaldırdığımı. Bu kadar dağınık olan kendi profilimden sıkılırım ben açıkçası arkadaşlarım dışında içimi açan, güzel fikirler paylaşan, ilham veren, çocukla ilgili güzel konulara değinen uzmanları bana bir şeyler katan profilleri takip ediyorum. Kendi profilime kadar karışanlara burası benim bahçem gidin az ötede oynayın diyor ve uzaklaştırıyorum. Unfollow tuşu niye var bak bunu da sorun kendinize ;) Kimsenin hayatı sosyal medyadan ibaret değil kim neyi paylaşıp ne kadarını göstermek isterse o kadarını gösterir. He bir de giderken haber vermek var bakın şimdi siliyorum sizi gelirken haber verdin mi arkadaşım bakıyorum o ismi ilk kez görüyorum demek ki benimle iletişime geçtiği sadece hıh buldum abuk subuk yorum yapacak bir fotoğraf lafımı sokup öyle gideyim bari hali tavrı :) Hasta mısınız??
Bu kadar huzursuz gördüğü her fotoğrafın derinine inen altında aslında durumun tam tersi şeyleri arayanlar ya elinizdeki akıllı zımbırtıları yavaşça yere bırakın yada toplaşıp sosyal medyaya beğenmedim butonu ekletmek için harekete geçin yadaaa güzel bakın sizin içinde güzel olsun.
0 yorum